DEATH NOTE "TSUGAMI OOBA, TAKEŞİ OBATA"

 

DEATH NOTE

Cilt 1 'CAN SIKINTISI'

ÖLÜM DEFTERİ. Üzerinde sadece ölüm defteri yazan basit boş bir defter. Light Yagami yolda gördüğü defteri alır ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Kötüler bi anda ölmeye başlar ve Japon polisi dahil kimse neden olduğunu anlayamaz. Son çare olarak 'L' e danışılır ve ölüm defterinin sahibi yeni adıyla 'Kira' ve 'L' arasında akıl almaz oyunlar ve bulmacalarla iki taraf da birbirini bulmaya çalışır. 

Kötüleri yeryüzünden silerek daha mutlu ve güzel bir dünyanın mümkün olduğuna inanan Light Yagami yani Kira amacına ulaşabilecek mi? Peki bu amaca ulaşmak için kaç kişinin ölmesi gerek? Yakalanmadan bunu başarabilecek mi? 

FBI, L ve Japon polisinin birlikteliği Ölüm defterinin henüz ne olduğunu bilmese de kullanan kişinin Japonya'da olduğundan ve öğrenci olduğundan neredeyse eminlerdir. Bir de bu kişinin polislerin kullandığı sisteme erişimi olduğunu keşfetmeleri uzun sürmedi. Bu yüzden kim olduğunu bulmak için polis merkezindeki herkesin ailesini yakın takibe aldılar. Babası başkomiser olan Light Yagami de yakın takip edilenler arasındaydı. Heyecanlı olansa takip edildiğini bilmesi ve ona göre davranmasıydı. Death Note'a dokunan herkesin gördüğü, defterin asıl sahibi Şinigami, defter hakkında bildiklerini Light'a anlatıyordu. Ama onun bile bilmediği şeyler vardı.

"aklına gelen gerçekleri çekinmeden söyle. özellikle başkalarının söylemeye çekindiklerini."sf98

ŞEYTANIN ÇIRAĞI "ŞİRO HAMAO"

İçinde iki farklı kısa roman olan ŞEYTANIN  ÇIRAĞI bize acabalarla dolu bir son bırakıyor. 

 ŞEYTANIN  ÇIRAĞI

Masum bir çocukken sevdiği kişi tarafından şeytanın çırağı olarak yetiştirildiğini iddia eden mektup yazarı; hiç sevmeddiği sadece paraı için evlendiği kadını öldürmeyi planlarken, yıllar sonra karşılaştığı lise aşkının cinayeti ile suçlanır. Bu şeytani dönüşümünün tek nedenine bir mektup yazar. 

ONLARI ÖLDÜRDÜ MÜ?

Kanunlar her zaman doğruyu söyler mi? Suçlu her zaman suçlu mudur? 

Yatak odasında ölü bulunan bir çiftin katili her zaman üçüncü bir kişi midir? 

Kişinin itiraf ettiği suç sadece ona mı aittir? 

Kanunun acizliği ve evli bir kadının üçüncü kişlerle görüşmesini bir daha düşüneceksiniz.  

HİZMETÇİ "FREIDA McFADDEN"

 HİZMETÇİ 

İlk satırlarını okurken kendinizi ateş başında huzurla gökyüzünü seyrederken her an kopacak fırtınanın da farkında olacak kadar huzursuz hissetmemeniz işten bile olmayacak. 

ve hikaye başlıyor..

"sana iş teklif etmekten mutluluk duyarız."

Çok güzel, platin sarısı saçlar, manikürlü eller ve göz alıcı bir ev. Nina Winchester herkesin hayalini yaşıyordu sanki. Aşık olduğu kıskanılası o yakışıklı adamla evli ve dünyalar tatlısı bir kızı var. Kusursuzluğun resmi gibi. Kusursuzluk da kusurdur bazen. Ama bu ailenin başka kusurları vardı. 

Koskoca bir ev ve ilgilenilmesi gereken başka işler de olduğu için Nina Winchester ev işleri ile ilgilenmesi için bir hizmetçi arayışına girmişti. Doğru kişiyi bulmuştu da. Millie. Biçilmiş kaftan gibiydi. Beklenilen her şeyi fazlasıyla yapıyordu ama yapmamsı gereken bir şey de yapmıştı. Her davranışın bir bedeli vardır. 

Sayfayı nasıl çevirdiğinizi bile hatırlamayacağınız harika bir psikolojik gerilim.  

'insan hayatında bir defa hata yaptıysa bir daha kimse ona güvenmezdi.'

serinin diğer kitapları için;

(3)HİZMETÇİ İZLİYOR

 

"ST. IRVYNE ya da GÜL- HAÇLI: Bir Romans" PERCY BYSSHE SHELLEY

 ST. IRVYNE ya da GÜL- HAÇLI

        Açıkçası beklentimi karşılamadı. Gotik korku, ölüm vs. Söylenilen kadar korkunç ya da vahşi değil. 

        Suçu gereği sürgünle dağlara çıkan adam ve hiç beklemediğimiz şekilde adamın kardeşi ve dağdaki yabancının anlamlandırılamayan ilişkisi ve ölüm 

        Sürgün edildiği dağda bir hevesle kaçırdıkları kadına aşık olur ve beraber kaçarlar. Bu kaçmalarına yardım eden yabancı Ginotti ondan bir söz ister karşılık olarak. Ve hikaye başlar. 

ona sahip olmak için ödemem gereken bedelden korkuyorsam şayet, ilahi Megalena' ya layık mıyım ben? 

acı çekenin güvenebileceği tek bir kişi yaşıyor mudur? 

"TAŞ KAĞIT MAKAS" ALICE FEENEY

 

Taş Kağıt Makas 

Önceden planlayarak alınır bazı kitaplar. Arkadaşlarınızdan hocalarınızda ya da belki sosyal medyadaki bir gönderiden duyarız adını merak ederiz ne yazmış nasıl anlatmış ve bu merak aldırır okutur o kitabı. Taş Kağıt Makas' ı alırken arkadaşımdan duymamış ya da bir yerde gözüme ilişmemişti. Adı merak uyandırdı bende. Çoğumuzun severek oynadığı bi oyun ama kapağında yazanlar öyle durmuyordu. On yıllık bir evlilikten ve bu on yıla rağmen tanıyıp tanımadığını düşündüğünüz bir eşten bahsediyordu kapaktaki paragrafta. İşte merak başlamıştı. 

İnsanlara baktığınızda gördüğümüz ilk şey yüzüdür. Gözlerine bakarız, dudaklarına, burnuna... Bize çok şey söylerler. Dikkatlice baktığınızda bir gözün yalan söyleyip söylemediğini anlardınız, bir dudağın kıvrılışından ne kadar samimi olduğunu anlar hatta bazen sağlığı hakkında bile yorum yapardınız, bazı insanların burunlarına bakarak nereli olduğunu bile söyleyebilirsiniz. Peki ya baktığınızda hiç bir şey görmezseniz? Bir Van Goh tablosu gibi her şey dönmeye başlar ve siz bir suret göremezseniz o zaman ne hissederdiniz? Karşınızdakini tanıyabilir misiniz? Ona ne kadar güvenebilirsiniz? Adam Wright, insanların yüzünü göremiyordu doktorların prosopagnozi dediği bilişsel bir bozukluğu vardı.

Eşiyle gittiği ilişki terapistinin tavsiyesi ve çekilişten çıkan bir hafta sonu tatiliyle ilişkisini kurtarmaya çalışan bir çiftin hikayesi. Basit görünüyor her şeyi çözdüm ya bu kadarcık mıydı diyorsunuz ama bir sonraki satırda düşündüklerinizin hepsinin yanlış olduğunu anlıyorsunuz. Heyecanı ve gerilimi bir an olsun elden bırakmayan Taş Kağıt Makas' ı bir oturuşta okuyacaksınız.

insanlar aşık olmayı aşka düşmek diye tabir ederken haklılarmış, aşık olmak sahiden de düşmek gibiydi ve bazen düştüğünüzde çok fena yaralanabilirdiniz.

Peki siz en yakınınızdakini tanıyor musunuz?