KIRMIZI PAZARTESİ 

Sonu başından belli olan...

heyecanı kaçar mıydı sonunu bilsek? nasıl olduğunun neler olduğunun önemi yok mu?

KARANLIK ZİHİNLER ALEXANDRA BRACKEN

 

KARANLIK ZİHİNLER

Ne kitaptı be. Benim için yeni bir fantastik dünyanın kapılarını açtı Bracken. 

Altı yaşındayken ortaya çıkan salgın on yaşında onu da bulmuştu ve devlet her çocuğa yaptığı gibi seni de topladı.. aldı ailenin elinden. İyileşmek diye bir şey var mıydı gerçekten? Chubs haklı mıydı? Güçlerimizi uzun süre kullanmazsak körelir miydi? İyileşir miydik? 

Beş yıl Thumord' da kaldıktan sonra "turuncu" olduğun için kaçırıldın... bir başka düşman tarafından... Kurtarıldın ya da başka bir yerde silah olmak için nakil edildin başka bir deyişle...

Lee, Zu, Chubs, Ruby... 

Hiç özel güçlerinizin olduğunu düşündünüz mü? Onların vardı. Birçoğu farkında bile değildi bekli ama başlarına gelmeyen kalmamıştı. Bazıları cezalandırılmış bazılaı denek olarak kullanılmış bazıları ise öldürülmüştü. 

Devletin kurmaya çalıştığı ordu için yaptığı tüm bu şeyler gerçek miydi? Gerçekten yaşanıyor muydu bu? Daha on yaşındaki çocuk ne yapabilirdi ki sana? 

Kaçtılar.. br süre kendi gerçekliklerinden bir süre de peşlerindeki adamlardan.. Noldu peki son anda. Ah evet. Chubs bir ölen bir arkadaşlarının mesajını babasına verdikten sonra adam onu vurdu ve Ruby onu kaçıran birliği çağırmak zorunda kaldı. Chubs' un yaşamak için tek şansıydı. Ama o ve Lee birlik tarafından ele geçirilmişti. Güçlerinin farkında olan Ruby artık rahatlıkla kullanıyordu herkese karşı.. Bazı düşünceler yerleştiriyor kafalarına ya da değiştiriyor hatta yaşadıkları olayları hiç yaşamamışlar gibi siliyordu hafızalarından. EN korktuğu da buydu zaten. Ya Lee' ye de yaparsa aynı şeyi ya kendisini unutmasına neden olursa napardı o zaman. Ondan hoşlanıyordu hatta belki bir hoşlantıdan da fazlasıydı. Ama birlik onları ele geçirdikten sonra bunu yapmak zorundaydı. Birlik sadece Ruby'i alacak Lee' yi bırakacak ve Chubs' un iyileşmesini sağlayacaktı. Yoksa biriliği yok edebilridi bunu biliyorlardı. kabul ettiler. Lee ordan asla gitmezdi Ruby ona her şeyi unutturmasaydı Lee ordan gidemezdi... PEki gerçekten başarılı oldu mu Ruby.. Emin değildi çünkü ne demişti Lee merdivenden inerken.. Sen de tatlım.. Tatlım demişti her zaman dediği gibi..

heyecanla okuyacağım ikinci kitabını.. çok hoşuma gitti yeni bir evren.. 

HİZMETÇİ İZLİYOR FREIDA McFADDEN

HİZMETÇİ İZLİYOR

 

Mille, on bir yaşındaki kızı, dokuz yaşındaki oğlu ve çok sevdiği eşi ile hayalini bile kuramadığı o muhteşem evi aldıklarını söyleyen telefonu açtığında çok mutluydu. Kocasının ve çocuklarının başına gelecekleri biliyor olsaydı o kadar hevesle açar mıydı o telefonu? Açar mıydı ki? 

İki odalı küçük evinden sonra bu ev ona saray gibi geliyordu. Hem kocamandı hem  de çocukların okuluna yakındı en iyisi de güvenli bir yerdeydi. Daha önce yaşadığı mahalle çok sıkıntılıydı. Sürekli 'Kötü insanlar' olurdu sokak başlarında. O ve Enzo da daha güvenli bir yere taşınmak için bütelerini fazlasıyla aşan ama çok beğendikleri o evi almaya karar verirler. 

Taşınmaları kusursuz geçmişti. Millie' nin tüm endişelerine rağmen Enzo belini incitmeden bütün kolileri ve eşyaları kamyonetten indirmiş olmaları gerekn yerlere götürüyordu. Ev kocamandı. Millie hayranlıkla bakıyordu evin her köşesine. Çocular mutlu değildi ama bu durumdan. Önceden beraber kalırlardı ve geleri birbirlerinden haberleri olurdu ama şimdi ikisi de ayrı oldalarda yatacaktı. Onlar için zor olacaktı her ikisi için de çünkü küçük kardeşi Nico eve geldiğinden beri onu çok seviyor ve üzerine titriyordu ama artık ayrı uyumaları gerçeği Ada' yı mahvediyordu. Millie ve Enzo o gece o heyecanla neredeyse  tamamen yerleştiler eve. Ama bazı sorunları vardı. Kapıda tanıştıkları komşu Enzo' ya fazla yakın duruyordu. Ona tamamen güvenen Millie bile rahatsız olmuştu. Bir de  tuhaf diye bahsedilen karşı komşuları vardı. En önemlisi de bütün bu tuhaflıkların arasında evlerinin perdesi yoktu. Ama Millie normal bir hayat yaşamayı o kadar çok istiyordu ki normal davranmak için bazı şeyleri basitleştirmeye çalışıyordu. 

Millie' nin çabaları yerini buluyordu. Normal okullarına giden çocukları.. İşlerini yoluna koyan kocası.. Hayallerindeki gibiydi her şey.. neredeyse...

Her geçen gün kocasının biraz daha yakınına yaklaşan yan komşuları ve bir de Millie' nin hiç hoşlanmadığı yardımcıları... Bir anda öfke problemi yaşamaya başlayan  Niko ise en büyük derdiydi. 

Kocası ve yan komşusunun yakınlığı artık onu aşırı derecede rahatsız etmeye başladığında yan komşusuyla konuşmaya karar verir. Kocasına güvenmediği için değildi bu o kadına güvenmiyordu sadece o kadar. E tabi Enzo' nun  da gecenin bir yarısı yatağa o kadının kokusuyla gelmesi tetikleyici etkenlerden birisiydi. Ama gördüklerini o da hayal etmiyordu. Şok olmuştu. Ne olmuştu komşusunun evine. O tanıdık koku da neydi.?

Gördükleri karşısında ne yapacağını bilemeden polisi aramak için eve koşmuştu o gördüğü de neydi? Kocasının üstü başı kandı. Elleri.. tişörtü.. her yer kandı... 

eğer uzaylıysan hayatımda gördüğüm en güzel uzaylısın..

seni aldatırsam aptallık etmiş olurum...💕

serinin diğer kitapları için;

(1) HİZMETÇİ  

(2)HİZMETÇİNİN SIRRI