26 Eylül 2022 Pazartesi

ÇIRAK "TESS GERRITSEN "

 

ÇIRAK

Yine muhteşem ve nefes kesen bir kurguyla karşımızda Tess. Cerrah'ta başlayan hikayenin devamı olan serinin 2. kitabı Çırak, uykusuz gecelerimizin sebebi olacak.
Dedektif Rizolli'nin hayatını odak alan eserde bir sonraki satırda neler okuyacağınızı kestiremiyorsunuz. Warren Hoyt'u yakaladıktan sonra her şeyin bittiğini düşünen Rizolli, hala rüyalarında onu görmeye devam etmektedir. Baktığı her davada hala onu görmeye devam eder. Ama haksız da değildir. Cerrahımızın artık bir çırağı vardır. 
Ve bu seferki asıl hedefleri Dedektif Rizolli'dir. 
Hoyt, işinin yarım kalmasından hoşlanmaz ve korkusuzluğundan etkilendiği Dedektifimizin peşine düşer. Önce tam korumalı hapishaneden kaçar sonra da ortağıyla buluşur. Hedefin artık Dr. Cordell değil kendisi olduğunu fark eden dedektif her şeye  rağmen elinden geldiğince korkusuz  görünmeye çalışarak Hoyt'u bulmaya çalışır. FBI'dan soruşturmaya katılan Dean ile arasında ise beklenmedik şeyler yaşarlar.
Neredeyse hedefine ulaşmış olan Hoyt ve gerçek kimliğini bilmediğimiz Çırak, Rizolli'nin korkmuş ve ürkek olduğunu düşünüyorlardı. Ta ki o bagaj açılıp da Rizolli çırağı vurana kadar. Ne olduğunu bile anlayamadan ensesinden vurulan Hoyt ise bunu beklememişti. O kadınların çaresizliğinden besleniyordu ama Rizoolli ona karşı koymuştu, bodrum katta yaptığı gibi.. 
"Cerrah Hoyt artık ne ellerini kullanabiliyor ne de yürüyebiliyor.. Ama Dedektif Rizolli hala onun hayallerini süslemeye devam ediyor.."






İyi Okumalar..


"Nasıl bir trajedi olursa olsun, hayat hep devam ediyor..."

"Bilgi güçtür.."

"Korku ve nefret, sevgiden daha güçlü olabiliyordu."

"Zafere izleyici gerek."

21 Eylül 2022 Çarşamba

CERRAH "TESS GERRITSEN"


 CERRAH

San Diego doğumlu ve California Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu muhteşem bir yazarın kaleme aldığı bu sürükleyici eser sizi son sayfasına kadar diken üstünde tutmayı başarıyor.

Bir katilin hedefine ulaşmak için yaptıklarını yapabileceklerini  gördüğümüz eserde her şey son sayfasına kadar gizemini korumakta ısrar ediyor. 

Tüm polis karakolunun aradığı kişi nasıl bu kadar şey biliyor? Nasıl oluyor da fark edilmeden etrafta gezebiliyor? Herkesin masum olduğunu düşündüğü insanlar gerçekten o kadar masum mu? Ya yanılıyorsak? Ya onlar masum olduklarını düşünmemizi istiyorsa? Çevrenizdeki her kişiyi tekrar değerlendirmenize sebep olacak bu eseri tek nefeste okuyacaksınız.

Sadece bir gerilim polisiye kitabı olmayıp aynı anda bir kadının erkekler arasında yer edinmesi, erkeklerin bakışını kadının yaşadığı zorlukları da bize göstermekte ısrar ediyor. İş ve duyguların birbirine karışması profesyonelliğimizi ne kadar etkiler?

"NEREYE GİTTİĞİMİZ NE BİLDİĞİMİZE; NE BİLDİĞİMİZ DE NEREYE GİTTİĞİMİZE BAĞLIDIR... 

17 Eylül 2022 Cumartesi

ARSEN LÜPEN "ARSENE LUPIN"




 ARSEN LÜPEN


Arsen Lüpen ya da şaheser mi demeliyim? Sayfaları nasıl çevirdiğinizi hatırlamayacağınız bu heyecanlı eseri Maurice Lebranc kaleme aldı. Kitap bölüm bölüm farklı hikayelerden oluşuyor. Her bölümde Arsen Lüpen'in farklı bir macerasıyla hızlanıyor kalplerimizin atımı. Kişinin dahiyane zekasıyla yapamayacağı şey olmadığını gösteren bu eserde Arsen Lüpen bazen başarılı bir hırsız bazen de dikkatli bir dedektif olarak karşımıza çıkıyor. 







bazı alıntılar:

"verilen sözler elbet bir gün unutulacaktır."

"gücün yetmediği yerde kurnazlık devreye girer"

"Suç hiçbir zaman cezasız kalmaz ve doğruluk her zaman kazanır.."






kaynakça:

https://www.google.com/search?q=arsene+lupin+ren+yay%C4%B1nlar%C4%B1+kibar+h%C4%B1rs%C4%B1z&tbm=isch&ved=2ahUKEwiWi4K34Jv6AhVJrxoKHS_8DDYQ2-cCegQIABAC&oq=arsene+lupin+ren+yay%C4%B1nlar%C4%B1+kibar+h%C4%B1rs%C4%B1z&gs_lcp=ChJtb2JpbGUtZ3dzLXdpei1pbWcQAzoFCAAQgAQ6BAgAEB46BAgjECc6BAgAEBM6BQgAEKIEOgQIIRAKUJEIWLhjYMdlaAFwAHgAgAG4AogB4yKSAQgwLjMwLjAuMZgBAKABAcABAQ&sclient=mobile-gws-wiz-img&ei=i7MlY9aZE8neaq_4s7AD&bih=825&biw=1318&client=tablet-android-samsung-nf-trev1&prmd=inv#imgrc=4vkZow1BBWzydM

15 Eylül 2022 Perşembe

MARY SHELLY FRANKENSTEIN




 


FRANKENSTAIN\ MODERN PROMETHEUS

            

        Bayan Mary Shelly'den okuduğumuz bu çılgın bilim kurgu eseri okuyucuların her türlü duyguyu derinden hisssettirir. 

        Başlangıçta ablasına mektuplar yazan bir gezginin deniz yolculuğuna eşlik ediyoruz. Gezginin; karakterinden, amaçlarından haberdar oluyoruz, hedeflerini öğreniyoruz ve biz de onunla bir yolculuğa çıkıyoruz. Ardından teklerine aldıkları neredeyse ölmek üzere olan zavallı bir adamın dehşet dolu hikayesi gözler önüne seriliyor. 

        Zavallı adam kendisini tanıtır ve korkunç hikayesini anlatır. Anlattıkları dehşet verici şeylerdir. Söylediğine göre ilim öğrenme arzusu zamanla adamda bir canlıya hayat verme hevesi vermiş ve adam çılgınca bunun üzerinde çalışmış. Sonunda evinden uzak bir yerde hedefine ulaşmış ve kendisinin bile yüzüne bakamadığı derecede korkunç bir varlığa can vermiş. Yüzüne bile bakamadığı bu  varlıktan kaçmak istemiş ve o gece odasına bile geri dönememiş hasta olmuş. Eve döndüğündeyse yarattığı varlığın ortalıkta olmadığını görmüş içi biraz rahatlamış  ama yine de bunu yaptığı için pişman olmuş. Yaratıcısı olduğu varlıktan sevgisini dahi paylaşmayı reddeden Doktor, ne yaptıysa pişmanlığını silememiş. Hasta olmuş yataklara düşmüş ona bu süreçte yakın arkadaşı eşlik etmiş. Doktor iyileşince ailesinden aldığı bir mektupla kardeşinin ölüm haberini alır ve eve gitmeye karar verir. 

        Eve gittiğinde ise yine dehşet dolu bir manzara onu beklemektedir. Kardeşi ölmüş ve ölümünden de evde yardımcıları olan kız sorumlu tutulmaktadır. Kendisi katilin o Canavar olduğunu bilmesine rağmen yardımcıları olan kızı kurtaramaz ve kız idama mahkum edilir. Bu, yarattığı canavar yüzünden olan ikinci cinayettir ve nasıl durduracağını ya da başka cinayetler olup olmadığını bilmemektedir.

        Canavarı ardığı bir gün olunla karşılaşırlar ve canavar ona yaşadığı her şeyi anlatır.

Kardeşini nasıl öldürdüğünü, suçu nasıl o masum kızın üsütne attığını, konuşmayı , okumayı yazmayı  nerden öğrendiğini, aradan geçen iki yıl boyunca yaptığı her şeyi anlatır.Yaşadığı her duygudan bahseder yaratıcısına ama en çok da onu sevmemesinden yakınır ona ve yanına bir eş vermemiş olmasından yakınır. Bütün bu kötü davranışlarını durduracağını söyler ama bir şartı vardır yanına eş istemektedir. Doktor o an çok mantıklı gelen bu teklifi kabuk eder ve çalışmak için başka bir yere gider arkadaşıyla. Orada ise her şeyin farkına varır. Yeni bir canavar yaratacaktı ve bu canavarın daha tehlikeli olma ihtimali vardı. Vazgeçmişti. Yapmayacaktı anlaşmayı bozmuştu. Bunu öğrenen Canavar çok sinirlenmişitir ve doktorun yakın arkadaşının öldürmüştür ve Doktora düğün gününde görüşeceklerini söylemiştir. 


Doktor eve dönmüş ama bitkin haldedir. Her şeye rağmen düğünü hemen yapıp canavarla karşılaşıp kazanmak ister. Müstakbel eşiyle düğün gününü belirler. Her an tetiktedir Doktor Viktor. Eşiyle evine gittikten sonra dışarı çıkıp canavara bakınır ama içeriden eşinin çığlık attığını duyar. Anlamıştır ne olduğunu. Canavar bu kez de eşini öldürmüştür. 

Gelinini kızı gibi seven babası oğlunun ölümünden sonra bu habere de dayanamaz ve Victor'un kollarında can verir. Babasının ölümünden sonra Viktor intikam ateşiyle yanmaktadır. Yarattığı canavarı bulup onu öldürmek istemektedir. Bunu yapmak için yola çıkar. Ve işte bu yolculukta bitmiş tükenmişken karşılaşır gezgin gemici ile. Tüm hikayesini gemicie anlatır hata Viktor. Yarattığı canavarı öldürmesini ister gemiciden çünkü kendisi de zamanı kalmadığını bilir ve kısa bir süre sonra ölür.

Gemici ablasına mektup yazarken bir anda Viktorun tabutunun olduğu yerden ses geldiğini duyar ve odaya koşar. Karşısında yüzüne bile bakamayacağı çirkinlikte kocaman bir canavar vardır. Canavar tam odadan kaçacakken Gezgin ona durmasını söyler. Canavar başta şaşırsa da kalır. Hala yüzüne bakamamaktadır ama onunla konuşur Gemici Walton.  Canavarsa öldürdüğü herkes için pişman olmuştır ve tüm bunların sevgisizlikten olduğunu söyler. En son da kendisine benzeyen bir şeyin tekrar yapılmaması için kendisini yakarak yok edeceğinden bahseder ve gözden kaybolur. 


Sevgisizliğin;hiçbir şey bilmeden doğduğumuz zamanda bile bizi canavara çevirebileceğini anlatan bu eserde bazen insanları birazcık sevinin bile değiştirdiğini de görüyoruz.









 

8 Eylül 2022 Perşembe

Korku "Stefan Zweig"



     KORKU

    

       Stefan Zweig'in yine düşündürücü olan bu eserinde okuyucuları yine şaşırtıyor. Her şeyin artık bitmiş olduğunu düşündüğümüz noktada aslında tüm hikayenin açıklığa kavuştunu öğreniyoruz.



        Varlıklı bir eşe sahip olan ve refahtan neredeyse isteklerini yitirmiş bir kadının(lrene) duygularının, bir piyanist tarafından tekrar canlandırıldığını öğrenmemizle başlıyor hikayemiz. Aslında piyaniste karşı bir şeyler hissetmekten öteydi kadının duyguları, bunu bir görevmiş gibi yapmaktaydı. Ama bu yaptığı şey gün geçtikçe kadının hissettiği korkunun daha artmasına neden oluyordu. Bir gün kadının kabusu gerçek olur.  Onun bu yaptığını bilen  bir şantajcısı vardır. 


        Yaşadığı korku kadını çok sarsmıştır. Artık piyanistle görüşmemeye karar ve aslında onunla yaşadıklarının çok da önemli olmadığını düşünür.  Korku anında ilk gözden çıkardığı kişi piyanist olmuştur. Artık tek isteği şantajcının ortadan kaybolması ve değerini sonradan anladığı ailesinin huzurunun kaçmamasıdır.


        Ne yazık ki şantajcı, başkarakterimizin hiç beklemediği bir anda evinin kapısında karşısına çıkar ve ona adıyla seslenir. lrene artık ne yapacağını bilememektedir. Her ne kadar başlarda para vererek birkaç gün rahat nefes alabilse de zamanla şantajcının istediği para çok fazla olur ve lrene bu parayı karşılamak için son çare olarak nişan yüzüğünü verir. Artık işin içinden çıkamaz hale gelir. Kocası ona şefkatle yaklaşmakta onunla konuşmaktadır ama lrene bunların altında hep başka şeyler arar ve hiç rahat değildir.


        Kendisine bir son hazırlamak ister ama önce yüzüğünü almalı ve bu hikayenin var olma ihitimalini ortadan kaldırmalıdır. Elinden geldiği kadar şantajcı kadını arar ama bulamaz. Kendini bir anda piyanistin evinin önünde bulur ve ondan yardım ister. Şantajcı kadının piyanistin sevgilisi olduğunu hatırlar ve bunu piyaniste söyler. Ama adam reddeder. lrene artık daha da çıkmazda hissseder kendisini. Bir oyuna getirilmiştir ve o kadını nerden bulabileceğini bilmiyordur. Nişan yüzüğü de ortada yoktur. 


        Kendisine hazırladığı sonu gerçekleştirmek için eczanenin yolunu tuttuğu sırada izlenildiğini düşünür. Sanki eşinin delici bakışlarını ensesinde gibidir. Ama arkasında hiçbir şey göremez. Tam ilacı alacakken eşini görür ve lrene eşinin her şeyi bildiğini anlar ağlamaya başlar eşi onu sakinleştirememektedir. lrene'ye her şeyin oyun olduğunu anlatır. Eşinin kendisine, ailesine çocuklarına dönmesi için yaptığı söyler. Ama lrene bunları duymamakta duysa bile anlamamaktadır. 


        Ağlamaktan neredeyse bayılan lrene uzun bir aradan sonra ilk kez kabus görmeden güzelce uyur. Sabah uyandığında ise uzun bir aradan sonra ilk kez böylesine huzurlu hisseder. Dünün parçalarını kafasında birleştirir. Ailesinin ve sahip olduklarının değerini hisseden başkarakterimiz, itiraf etmenin, ititraf edip ceza almaktan daha zor olduğunu öğretti.







Drakula 'BRAM STOKER'

Drakula: Karanlığın İçinden Gelen Bir Aşk ve Dehşet Hikayesi “Kan sadece yaşam değildir… Ruhun kendisidir.” 📖 – Bram Stoker, Drakula 🎩 ...