10 Mayıs 2025 Cumartesi

BioMortem "SERKAN KARAİSMAİLOĞLU"

 



BioMortem 

Uyarı!

Bu anlatım spoiler içermektedir. Henüz kitabı okumamış veya spoiler bilmek istemeyenler için şunu söyleyebilirim ki, bir dünya soru işareti ile başlarız bir kitaba 'Acaba beklentimi karşılayacak mı?, Acaba hayal ettiğim gibi mi? Verdiğim paraya zamana değecek mi?' vesaire vesaire örnekler çoğaltılabilir. Bu kitap sorularınıza soru ekleyecek. 'Acaba gerçek olabilir mi?, Bu adın bir anlamı var mı?, Bu kitaptan ne öğrendim?, Acaba daha önce alıp okusaydım ne olurdu?.' Bunlar cevaplanabilecek en basit olanlar diğer sorular ne yazık ki spoiler içereceğinden buraya yazılmamıştır.

Benim gözümden BioMortem

Almak için çok heyecanlandığım eserlerden birisi BioMortem. Hem Serkan Hocamın kitabıydı (önceki eserlerinden ne kadar etkilendiğimi hatırlayınca bu hiç de mantıksız bir neden değil.),hem de adı ilgimi çekmişti. Dört gözle bekledim raflara gelmesini gelir gelmez de aldım zaten. Eve gidene kadar çoktan uzun bir kısmını okumuştum bile. Beni öyle içine çekmişti ki kitap. Falin. Bir adamın yıllar sonra bir rüyadan uyanır gibi uyanması. Kalbinin tekrar attığını hissetmesi. Aşık olması. Akademik hayatı. Eş seçimi. Mutluluğu pişmanlığı. Okurken Falin' i hissettim. Onun yaşadığı hayatı. Kendime bir heyecan buldum derken bir anda hayal gücümün ölmesini hissettim. Ve ardından tekrar yaşamasının o mest edici duygusunu yaşadım. 

Falin lise hayatını bile zorla bitimiş üniversite planı bile olmayan bir adamken orada bir iş bulması ve bu işte kendine bir anlam, yaşam nedeni bulmasıyla başlıyor hikayemiz. İşi gereği eğitimler konferanslar verilirken arkada teknik bir sorun çıkması ihtimaline karşın bekliyordu. Sorun çıkmazdı genelde ama ya bir gün çıkarsa belirsizliği içinde orada zaman tüketirken aslında bütün sunumların kendisine yapıldığını düşündü. Oradaki izleyici sürekli değişirdi ama o hep oradaydı ve ona geliryordu o ünlü bilim insanları o araştırmacılar. Falin'e anlatıyorlardı hep. Bunu fark ettikten sonra öğrendiklerinin de etkisiyle yazıya ordan da hikayeler yazmaya merak saldı. Taki bir gün eşi bu yazıları anlamsız bulana kadar. Vazgeçmişti yazmaktan. Eski renksiz günleri gibi işe gidiyor geliyor ve aynı rutinleri yaşıyordu. Yıllarını bu düzende harcadı. O gün onu orada görene kadar bir kalbi olduğunu bile unutmuş olabilirdi. Amakrin. Aşkı tekrar yaşadı ama yaşı bu aşkını söylemesine engel oldu. Falin de kızın yanında kalabilmek için yalanlarına yalan ekledi ve konu yazdığı hikayelere gelince dürüst davrandı. Kızın yüzündeki heyecan iyi şeylerin habercisiydi. Falin'in hikâyeleri kitap olmuştu. Hayalleri gerçekti. Ama yaşlanmıştı. Eski hali yoktu. Gençliğinde eşinden görseydi bu desteği nolurdu acaba? Sıradan bir doktor kontrolünde pankreas kanseri olduğunu öğreniyor ve hayatı değişiyor. Amakrinle kalmak onun yanında olmanın huzurunu hep hissetmek istiyordu. Ama ölecekti. Yok muydu bir çözüm? Çok zengindi bulamaz mıydı bir çaresini? Yaptığı araştırmalarda bedeni dondurma çalışmalarını gördü ve buna katılmaya karar verdi. Bedeni donduruldu ve o geri dönmeyi bekledi. 

Her şeyin bir uyku gibi olacağını düşünüyordu. Ama öyle olmadı. Gözünü açtığında herkesin rengarenk olduğu bir sırada bekliyordu. Ama onun rengi griydi ve bavulu yoktu. Herkesin vardı. Onu da bavulsuzların yanına gönderdiklerinde bavulun aslında bedeni olduğunu anlayacaktı. 

Bedeni diğer dünyada toprağa teslim edilmediği için ruhu bu dünyada o mavi perdenin arkasına geçmiyordu. Geri gitmesi için dondurma merkezindekilerin onu uyandırması gerekiyordu. Araftaydı. Öğrendiği bilgiler artık algılarının çok üzerindeydi. Tam o sırada görevliler geldi ve ona bavulunu almasını unutmamasını söyleyerek uçurumdan aşağıya ittiler. Falin bizim dünyamızda yeniden nefes alıyordu. Merkezdekiler beyninde kısa sürelik bir aktiflik olduğundan bahsettiler ama Falin yaşadıkları anlatmak istemedi. Hemen merkezle ilişkisini kesti ve evine döndü. Eski eşi ile evlerinde ölümü bekledi. Orada gördüklerini daha sonra merkeze bir mektupla açıklamıştı. Ama bu defa giderken yanında bavulunu da almıştı. 

Hoşçakal Falin...


Okuken bazen gözyaşlarımı tutamadığım benzersiz duyguları hissettiren çok tatlı bir eserdi. Serkan Hocaya tekrar teşekkür ediyorum. Günlük hayatta bazı şeyleri çok çabuk kanıksıyoruz. Bazen sorgulamadan bazen de her cevaba inanarak. Aklımızı kurcalayan soruları tekrar tekrar hatırlatarak cevap bulmamız gerektiğini hissettiriyor. 

Gerçekte toprağa değil de görünür bir yere koysaydık o kadar rahat gidebilir miydik sevdiklerimizin yanından? 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Drakula 'BRAM STOKER'

Drakula: Karanlığın İçinden Gelen Bir Aşk ve Dehşet Hikayesi “Kan sadece yaşam değildir… Ruhun kendisidir.” 📖 – Bram Stoker, Drakula 🎩 ...