Ölümsüzlük
Kadın olmak zorken bir de cerrah olmak mı şaka yapmayın lütfen..
Hazelin hayatı da böyleydi. Şaka gibiydi. Vebadan ölen abisinin kıyafetleri ile anatomistler derneğinde tıbbı öğrendikten sonra her şey onun için şaka gibiydi. Mezarlardan ceset çalıyor insan bedenini parçalıyor tekrar dikiyordu. Hastalıkları ve tedavileri öğrenmesi doğum yaptırması kısa zamanda ampütasyon bile yapmaya başlamıştı. Doktorluğu giderek gelişiyordu. En yakın destekçileri ise hizmetçisi Iona ve mezarcı Jack’ti. Jack en önemlisi de oydu. Ona aşık oluyordu. Jack onun doktorluk yapmasından gurur duyuyordu. Ama bir gün her şey olur üst oldu. Mezardan ceset çalan Jack idama mahkum edildi. Hazel onu kurtarmak için her şeyi yapardı. Ölümsüzlük de buna dahil. Doktorluğu öğrendiği hocasından ölümsüzlük iksirini alır. İşe yaracağından emin değildi işe yaramasını umuyordu.
Başarmıştı ilaç mucize gibi işe yaramıştı. Jack hala yaşıyordu. İdam edilmişti ama ölmemişti ve ölemeyenler arasına katılmıştı. Ama yaşadığı daha doğrusu idam edildiği yerde yaşamazdı. Kimseye görünmeden köyü terk etti, yollarda denizlerde yaşadığı olaylar onu İngiliz gemisinde denizci asker yaptı. Hazel ise ondan gelecek bir habere muhtaç doktorluğunu yaptı. Bekledi hep bekledi… Bir gün doğum yapmak istemeyen bir kadının içtiği ilaçlar yüzünden fenalaşıp Hazele gelmesi üzerine Hazel tüm çabalarıyla kadını kurtardı. Nerden bilebilirdi ki kurtardığı kadın tarafından şikayet edildiği için ölüme mahkum olacağını. İşte tam o anda şans yüzüne gülmüştü. İngiltere prensesi hastaydı ve başka bir doktora ihtiyaç vardı. Hazel kadın cerrah olarak ölümden kurtarılıp ingiltereye gönderildi. Orada prensesi kurtardı her anlamda onu hem öldürdü hem de ona yeni bir hayat verdi. Aşkını yeniden buldu. Mutlu son olmadı bu kitapta mutlu sonsuz oldu. Sonuçta o iksirden sadece bir şişe yoktu dimi;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder