24 Haziran 2025 Salı

Drakula 'BRAM STOKER'



Drakula: Karanlığın İçinden Gelen Bir Aşk ve Dehşet Hikayesi

“Kan sadece yaşam değildir… Ruhun kendisidir.”
📖 – Bram Stoker, Drakula

🎩 Gotik Bir Ustanın Kaleminden: Bram Stoker ve Ölümsüz Eseri

1897 yılında yayımlandığında kimse, İrlandalı yazar Bram Stoker’ın yarattığı bu karanlık kontun, edebiyat tarihinin en ikonik karakterlerinden biri olacağını tahmin edemezdi. Bugün sinemadan edebiyata, popüler kültürden oyunlara kadar “Drakula” neredeyse her yerde. Peki bu etki nereden geliyor?

İşte bu yazıda hem Drakula’nın etkileyici özetini sunuyor, hem de bu gotik başyapıtın bizi neden hâlâ büyülemeye devam ettiğini inceliyoruz.


🩸 Kısaca Drakula Romanının Özeti (Spoiler'sız & Merak Uyandırıcı)

Jonathan Harker adlı genç bir avukat, iş için Transilvanya'ya gider. Amacı, gizemli Kont Drakula'nın Londra’da bir ev satın alma sürecini tamamlamaktır. Ancak kısa süre içinde işler garipleşmeye başlar: Kont’un aynalarda görünmemesi, geceleri odasından çıkan ürkütücü sesler, gizemli kadın figürler…

Drakula, sonunda Londra’ya doğru yola çıkar. Fakat onun gelişiyle birlikte şehirde tuhaf hastalıklar, bilinç kayıpları ve gece gelen bir kabus baş gösterir. Jonathan’ın nişanlısı Mina ve onun arkadaşı Lucy bu olayların merkezinde yer alır.

Profesör Abraham Van Helsing devreye girer ve bir av başlar: Bu, yalnızca bir canavarla değil, aynı zamanda karanlığın cazibesiyle verilen bir savaştır.


🎯 Drakula Neden Hâlâ Bu Kadar Etkileyici?

1. Zamana Direnen Bir Korku

Drakula sadece dişlerini değil, zihinsel gücünü de kullanır. Psikolojik korkunun dozunu öyle ustaca ayarlamıştır ki okuyucuyu hala 125 yıl sonra bile diken üstünde tutar. Stoker’ın dili şiirsel ve boğucu: Tıpkı Drakula’nın kendisi gibi.

2. Kadın Figürlerinin Dönüşümü

Lucy'nin geçirdiği dönüşüm, Viktorya dönemi kadınının bastırılmış arzularını yansıtır. Mina ise zekası ve duygusal gücüyle direnir. Bu roman, dönemin kadın rollerini de tartışmaya açar.

3. Modern Bilim ve Doğaüstünün Çatışması

Van Helsing’in tıbbi bilgisi ile halk inançlarının harmanlanması, romanı bilim ve mitolojinin kesiştiği bir yolculuğa çevirir. Hem mantıklı hem mistik olabilmeyi başarır.

4. Aşk ve Lanetin İkilemi

Drakula’nın Mina’ya olan ilgisi sadece tehdit değildir; aynı zamanda trajik bir aşkı da barındırır. Korkunun içinde bir sevda vardır; bastırılmış, uğursuz ama tutkulu...


✒️ Etkilenilen Noktalar (Yazarın Gözüyle)

  • Mektuplar, Günlükler ve Gazete Kupürleriyle Anlatım: Hikâyeyi farklı karakterlerin gözünden takip ederiz. Bu çok seslilik, okuyucuyu daha da içine çeker.

  • Atmosfer: Sisli Londra sokakları, ürkütücü Transilvanya şatosu… Görmediğimiz halde hissederiz; Stoker mekânları değil, ruh halini tarif eder.

  • Drakula’nın Konuşmaları: Her cümlesi hem büyüleyici hem tehditkârdır. Dili süslüdür ama altındaki şiddet barizdir. Kendi şeytanını kendi kelimeleriyle anlatır.


🔮 Sonuç: Drakula Sadece Bir Vampir Romanı Değildir

Drakula, korkunun biçim değiştirmiş halidir. O hem bir canavar, hem bir yalnız, hem de çağlar boyu süren arzuların simgesidir. Onun hikâyesi, sadece diş izlerinden ibaret değil; aynı zamanda insanlığın karanlık tarafıyla yüzleşme cesaretidir.

🧛 Drakula’yı okudunuz mu? Sizce o bir kurban mıydı, yoksa şeytanın ta kendisi mi?
Yorumlarda görüşlerinizi bekliyoruz!
Ve eğer bu yazı size karanlığın gizemini hatırlattıysa, paylaşmayı unutmayın.
Unutmayın: Karanlık paylaşınca daha da derinleşir…



12 Haziran 2025 Perşembe

ÇARPIK OYUNLAR "ANA HUANG"



 ÇARPIK OYUNLAR "ANA HUANG"

Twisted serisi ikinci kitap olan Çarpık Oyunlar ilk kitapta gördüğümüz Ava'nın arkadaşlarından Bridet von Ascheberg ve koruması arasında aslında yaşanmaması gereken ama yaşanılması kaçınılmaz olan anları anlatıyor. Kitap genel anlamda Bridget ve Rhys arasında geçenlerden bahsetmekle beraber yine Ava, Alex, Jules,Johs ve Stella'dan da bahsetmekten geri kalmıyor. Keyifli okumalar. 

Bu yazı spoiler içermektedir.!

Benim gözümden ÇARPIK OYUNLAR 

Bridget, kraliyet ailesinden kaçan prenses Bridget... Hayali değil kraliçe olmak, kalıplara sığdırılmak, başkalarının verdiği kararlarla hayatını ssürdürmek. Olabildiğince kaçtı. Kendi istediği bir hayatı olması için çabaladı. Ülkesinden başka bir yerde çok mutlu olduğu arkadaşlarıyla beraber üniversitesini okudu. Mutluydu. Bir barınakta yarı zamanlı çalışıp annesinin de yapmak istediği gibi yardım ediyordu. Seviyordu. Annesi o doğarken ölmüştü babasıysa bir trafik kazasında birkaç yıl sonra vefat etti. Büyükbabası  yani Kral ve o ve abisi kalmıştı sadece ailesinden. Abisi yıllardır kral olmak için eğitim gören abisi. Bridget minnettardı abisine çünkü o kral olacaktı ve Bridget istediği gibi yaşayabilecekti. 
O yıl mezun olacaktı üniversitesinden. Arkadaşları ve o farklı yerlere gidecekti ve eşi doğum yaptığı için artık başka bir korumsaı olacaktı. Ne üzücü her şey değişiyordu. Her şeyi...
Yeni koruma Rhys LARSEN. Huysuz ve bir o kadar da kibirli bi o kadar da çekici koruma Bay Larsen... Evinin önünde gördüler ilk  kez birbirlerini. Aralarındaki çekimi kimse inkar etmedi ama kabul edilemezdi o bir korumaydı oysa bir prenses. Hayatta olmazdı. 
Ama hiçbir şey planlandığı gibi olmaz dimi. Olmadı da. Bay Larsen kendine ne kadar hakim olursa olsun içi sıcacık olan o kızdan uzak duramadı. Prensesse ne kadar kibirli bir pislik olduğunu  söylese de ona kapılmaktan kendini alamadı. Nasıl olduğu belli olmaz böyle şeylerde her şey çok güzeldi. Fazla güzeldi. Yapılacaklar listesi dört numara... Hayallerin bile ötesindeki o geceden sonra artık yabancılardı. Büyükbabasının hastane haberi abisinin tahttan çekilmesi ve Bridget' in Kraliçe olacak olması birkaç günde ortaya çıktı ve değiştirilemez oldu. Abisi aşkını seçmiş tahttan vazgeçmişti ama o? O yapamazdı büyükbabasını yüzüstü bırakamazdı. Yapmak zorundaydı. Yapabilirdi.  
Kabullenmişti. Rhys geri gelmeyecekti. Gelse bile lanet yasa yüzünden evlenemezdi. Babası gibi anlaşmalı bir evlilik yapmalı soylu bir eşi olmalıydı. Kraliçelik eğitimlerine başlamış halkla görüşmeler yapıyor meclisin oturumlarına katılıyordu. Uyumamak için kendisini zor tutsa da büyükbabası için yapmalıydı. 
Beklemiyordu.Hayır kesinlikle hiç beklemiyordu onu. Neden gelmişti ki? Bunca zaman sonra neden yaptı ki? Unutmamış mıydı? Şimdi neden karşısındaydı? karı koyabilecek miydi ona çekilmesine? Karşı koymalı mıydı? Kraliçe olamdan önceki son özgür günlerini onunla geçirse nolurdu ki? 


Devamını umarım kitaptan okursunuz. Her şeyi söyleyip büyüyü yok etmeye gerek yok. 

6 Haziran 2025 Cuma

YÜZ KARASI "BRITTAINY C. CHERRY "



YÜZ KARASI 

Küçük bir kasabada olan olaylar ne kadar gizlisaklı kalınabilir bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa o da bu kasabada her şeyin çok hızlı yayıldığı. Bazı cümleleriniz siz eve girmeden önce eve varıyor mesela. Bu kadar gizlisi saklısı olamamsından kaynaklı ki dedikodu herkesin hayatını derinden etkiliyor bazılarının yaşam tarzı olurken bazıları için kabustan bir farkı olmuyor. Bazıları içinse hayatlarının şu anki hale gelme nedni. Sözcükler değil bir bakış bir hareket... 

 Yüz Karası kitap benim gözümden

Yüz Karası ne tuhaf bi ad. Ne tuhaf bir kalıp. Ne ki yüz karası nasıl yüz karası olunur ki kim neden yüz karası olsun ki? A a k oydu işte. Mahallenin  Chester’in yüz karası. Jackson Emery. O seçmemişti ama o olmuştu. Henüz on yaşındaydı annesi onu terk etmesin diye sarılıp hıçkırıklara boğulurken. Babasının o bakışını hatırlıyordu. başkası var demişti annesi. O anki bakışını hatırlıyordu. Diğerlerinin bakışını da. Herkes uzak durmuştu ondan kapısına gidip yardım istediği papazın karısı bile. Kimse yardım eli uzatmadı babası kendini alkole vurup mahvettiğinde bile. Dayısı kalmıştı yanında sadece Alex. 
Bir sabah her şey değişti. Öyle acemice araba süren kimseyi görmemişti daha doğrusu süremeyen… kaldırıma çıkmış neredeyse birilerini ezmek üzereyken zorla kontrol etmeye çalışıyordu arabayı ama ne mümkün frenler tutmuyordu. Arabanın yanındaki koşan kişiyi görünce bi anda afalladı Grace Harrison. Henüz tanışmıyorlardı ama hayatını kurtarmıştı.  Hareket eden arabaya binmiş bir şeyler yapmış ve durdurmuştu Jackson. 
Kocası onu aldattıktan sonra ailesinin yanına yazı geçirmeye dönmüştü Grace nerden bilebilirdi onun için çok önemli olan arabasının son anda bozulacağı ki


28 Mayıs 2025 Çarşamba

ÖLÜMSÜZLÜK dana Schwartz

 


Ölümsüzlük

Kadın olmak zorken bir de cerrah olmak mı şaka yapmayın lütfen..

Hazelin hayatı da böyleydi. Şaka gibiydi. Vebadan ölen abisinin kıyafetleri ile anatomistler derneğinde tıbbı öğrendikten sonra her şey onun için şaka gibiydi. Mezarlardan ceset çalıyor insan bedenini parçalıyor tekrar dikiyordu. Hastalıkları ve tedavileri öğrenmesi doğum yaptırması kısa zamanda ampütasyon bile yapmaya başlamıştı. Doktorluğu giderek gelişiyordu. En yakın destekçileri ise hizmetçisi Iona ve mezarcı Jack’ti. Jack en önemlisi de oydu. Ona aşık oluyordu. Jack onun doktorluk yapmasından gurur duyuyordu. Ama bir gün her şey olur üst oldu. Mezardan ceset çalan Jack idama mahkum edildi. Hazel onu kurtarmak için her şeyi yapardı. Ölümsüzlük de buna dahil. Doktorluğu öğrendiği hocasından ölümsüzlük iksirini alır. İşe yaracağından emin değildi işe yaramasını umuyordu.

Başarmıştı ilaç mucize gibi işe yaramıştı. Jack hala yaşıyordu. İdam edilmişti ama ölmemişti ve ölemeyenler arasına katılmıştı. Ama yaşadığı daha doğrusu idam edildiği yerde yaşamazdı. Kimseye görünmeden köyü terk etti, yollarda denizlerde yaşadığı olaylar onu İngiliz gemisinde denizci asker yaptı. Hazel ise ondan gelecek bir habere muhtaç doktorluğunu yaptı. Bekledi hep bekledi… Bir gün doğum yapmak istemeyen bir kadının içtiği ilaçlar yüzünden fenalaşıp Hazele gelmesi üzerine Hazel tüm çabalarıyla kadını kurtardı. Nerden bilebilirdi ki kurtardığı kadın tarafından şikayet edildiği için ölüme mahkum olacağını. İşte tam o anda şans yüzüne gülmüştü. İngiltere prensesi hastaydı ve başka bir doktora ihtiyaç vardı. Hazel kadın cerrah olarak ölümden kurtarılıp ingiltereye gönderildi. Orada prensesi kurtardı her anlamda onu hem öldürdü hem de ona yeni bir hayat verdi. Aşkını yeniden buldu. Mutlu son olmadı bu kitapta mutlu sonsuz oldu. Sonuçta o iksirden sadece bir şişe yoktu dimi;)

15 Mayıs 2025 Perşembe

ÇARPIK AŞK 'ANA HUANG'

 


ÇARPIK AŞK 


UYARI!  Bu yazı spoiler içermektedir.


Benim gözümden ÇARPIK AŞK


Ava Chen. Kabuslara uyanan küçük kız. Küçük değil aslında yaşadıkları büyütmüş onu. Annesi ve babası ayrıldıktan sonra yaşadıklarıysa kabuslara uyanmasının nedeniydi. Çoğu insan için sadece rüyadır kabuslar, kötü rüyalardır. Ava için işler değişikti o geceleri anılarını görüyordu rüyalarında. Aklından hiç çıkmayan o ansa ona sanki musallat olmuştu. Yıllardır bırakmıyordu peşini. Annesiyle beraber arka bahçede oynarken görüyor kendini daha sonra biraz daha yaklaşıyor göle taş atmak için sonrası karanlık suya düşüyor ve henüz yüzme bilmediği için boğuluyor. Babası kurtarmış onu o öyle hatırlıyor ya da öyle olduğunu düşünüyor o da emin değil ama bildiği bir şey varsa o da annesi bunu yapacak kadar kısa sürede evden gelmiş olamazdı. Karanlık ve açıklanamayan noktalar vardı ama henüz küçüktü o zaman hatırlayamaması normaldi dimi. 

Alex Volkov. Ailesini kaybetmiş dahi. bütün hayatını bir intikam planı üzerine kuran Alex' in hayattaki tek akrabası amcasıydı. Onu severdi. Sevmezdi. Alex Volkov kimseyi sevemeyecek kadar duygusuz ve bencil sinir bozucu bir adamdı. Çok zengindi daha küçükken çok pahalıya sattığı yazılım sayesinde dünyanın sayılı şirketlerinden birisinin sabiydi. 

John Chen. Ava' nın biricik dahi abisi. Tıp fakültesinde okuyor ve kız kardeşine çok düşkün aynı zamanda yurt zamanlarında Alex ile arkadaş oluyor ve şu an en yakın arkadaşı o. Zaten o yüzden bir gönüllülük programıyla yurt dışına gitmeden önce kız kardeşini en yakın arkadaşı olan Alex' e emanet eder. Hikaye de böyle başlar. Başka bir deyişle hikaye başlamaya böyle bir bahane bulmuştur ya da daha önce zaten başlamıştır bile. 

Alex ve Ava' nın aslında hiç olmaması gereken büyülü aşkı Alex' in intikam alması gereken kişi Ava' nın babası olunca karmaşıklaşır. Michael sadece Ana'nın değil John'un da babasıydı. Alex'in en yakın arkadaşının. Ailesinin katili o adamdı. Yani amcası ona öyle demişti. Ama yıllarca ertelemişti planını. En yakın arkadaşının hatta tek arkadaşının üzüldüğünü görmek istemiyordu. Şimdi bir de aşık olduğu kız Ava söz konusuydu onun incindiğini görmek isteyeceği son şey bile olamazdı. Ama Şükran günü için hep baraber oldukları gün bir şeyler olmuştu. Ava' nın boğulduğu gün ile ilgili aklına bir anısı gelir daha doğrusu anısı güncellenir. Onu göle iten kişi annesi değildi MC yazılı altın yüzüğüyle babasıydı. Görevlilere ve diğer herkese Ava' yı kendisinin kurtardığını söylemişti. İnandırmıştı da onları. Bunun üzerine Alex planını devreye sokar ve ailesiin intikamını böylece Ava' nın da intikamını almış oldu ne de olsa baba dediği kişi yıllarca ona yalan söylemiş ve onu öldürmeye çalışmıştı. 

Alex bir gün amcasının çiftliğine onu ziyatere gider ve amcası laf arasında Alex' i takip ettirdiğini ve her hareketini bildiğini söyler. Alex böyle bir şeyi neden yapacağını bimediği için amcasından şüphelenir ve kendince bir araştırmaya girer ve haklı da çıkar. Amcasının kütüphanesinde olmaması gereken birpriziniçinde annesi ve amcasının  mektuplarını bulur. Amcası annesine çok aşıktır ama annesi Alex'in babasına aşık olduğu için amcasınıredder. Amcası da ona pişman olacağını söyler ve bütün aileyi yok eder. Annesi babası ve kız kardeşi. ALex yıllarca yanlış kişiden intikam almaya çalışıyordu intikam alması gerekn kişi amcasıydı. AMa bu yaptıklarını öğrenen amca Alex' in zayıf noktası olan Ava' yı kaçırır ve onun hayatı karşılığında Alex'ten bütün malarlığınıister. Alex ise Ava'yı sadece intikam için kullandığını ve aslında onu hiç sevmediğini söleyince amcanınplanı alt üst olur. ALex amcasının işini orada bitirir ama aynı zamanda kendi şi de bitmiştir. Ava.. aşık olduğu kadın artık onao ışıltıyla bakmıyordu. Bitmişti... 

Alex çok çabalar ve tekrar Ava'yı kendine aşık eder. 

Aşk, intikam,şehvet ve arzu dolu duyguları coşturan harika bir eserdi. İlk kez Ana Huang'dan bir kitap okudum tarzını beğendim. Tartışma kısmında konular o kadar karıştı


ki bi an dönmez burdan artık dedim ama çablayan erkek her şeyi başarır. 

10 Mayıs 2025 Cumartesi

BioMortem "SERKAN KARAİSMAİLOĞLU"

 



BioMortem 

Uyarı!

Bu anlatım spoiler içermektedir. Henüz kitabı okumamış veya spoiler bilmek istemeyenler için şunu söyleyebilirim ki, bir dünya soru işareti ile başlarız bir kitaba 'Acaba beklentimi karşılayacak mı?, Acaba hayal ettiğim gibi mi? Verdiğim paraya zamana değecek mi?' vesaire vesaire örnekler çoğaltılabilir. Bu kitap sorularınıza soru ekleyecek. 'Acaba gerçek olabilir mi?, Bu adın bir anlamı var mı?, Bu kitaptan ne öğrendim?, Acaba daha önce alıp okusaydım ne olurdu?.' Bunlar cevaplanabilecek en basit olanlar diğer sorular ne yazık ki spoiler içereceğinden buraya yazılmamıştır.

Benim gözümden BioMortem

Almak için çok heyecanlandığım eserlerden birisi BioMortem. Hem Serkan Hocamın kitabıydı (önceki eserlerinden ne kadar etkilendiğimi hatırlayınca bu hiç de mantıksız bir neden değil.),hem de adı ilgimi çekmişti. Dört gözle bekledim raflara gelmesini gelir gelmez de aldım zaten. Eve gidene kadar çoktan uzun bir kısmını okumuştum bile. Beni öyle içine çekmişti ki kitap. Falin. Bir adamın yıllar sonra bir rüyadan uyanır gibi uyanması. Kalbinin tekrar attığını hissetmesi. Aşık olması. Akademik hayatı. Eş seçimi. Mutluluğu pişmanlığı. Okurken Falin' i hissettim. Onun yaşadığı hayatı. Kendime bir heyecan buldum derken bir anda hayal gücümün ölmesini hissettim. Ve ardından tekrar yaşamasının o mest edici duygusunu yaşadım. 

Falin lise hayatını bile zorla bitimiş üniversite planı bile olmayan bir adamken orada bir iş bulması ve bu işte kendine bir anlam, yaşam nedeni bulmasıyla başlıyor hikayemiz. İşi gereği eğitimler konferanslar verilirken arkada teknik bir sorun çıkması ihtimaline karşın bekliyordu. Sorun çıkmazdı genelde ama ya bir gün çıkarsa belirsizliği içinde orada zaman tüketirken aslında bütün sunumların kendisine yapıldığını düşündü. Oradaki izleyici sürekli değişirdi ama o hep oradaydı ve ona geliryordu o ünlü bilim insanları o araştırmacılar. Falin'e anlatıyorlardı hep. Bunu fark ettikten sonra öğrendiklerinin de etkisiyle yazıya ordan da hikayeler yazmaya merak saldı. Taki bir gün eşi bu yazıları anlamsız bulana kadar. Vazgeçmişti yazmaktan. Eski renksiz günleri gibi işe gidiyor geliyor ve aynı rutinleri yaşıyordu. Yıllarını bu düzende harcadı. O gün onu orada görene kadar bir kalbi olduğunu bile unutmuş olabilirdi. Amakrin. Aşkı tekrar yaşadı ama yaşı bu aşkını söylemesine engel oldu. Falin de kızın yanında kalabilmek için yalanlarına yalan ekledi ve konu yazdığı hikayelere gelince dürüst davrandı. Kızın yüzündeki heyecan iyi şeylerin habercisiydi. Falin'in hikâyeleri kitap olmuştu. Hayalleri gerçekti. Ama yaşlanmıştı. Eski hali yoktu. Gençliğinde eşinden görseydi bu desteği nolurdu acaba? Sıradan bir doktor kontrolünde pankreas kanseri olduğunu öğreniyor ve hayatı değişiyor. Amakrinle kalmak onun yanında olmanın huzurunu hep hissetmek istiyordu. Ama ölecekti. Yok muydu bir çözüm? Çok zengindi bulamaz mıydı bir çaresini? Yaptığı araştırmalarda bedeni dondurma çalışmalarını gördü ve buna katılmaya karar verdi. Bedeni donduruldu ve o geri dönmeyi bekledi. 

Her şeyin bir uyku gibi olacağını düşünüyordu. Ama öyle olmadı. Gözünü açtığında herkesin rengarenk olduğu bir sırada bekliyordu. Ama onun rengi griydi ve bavulu yoktu. Herkesin vardı. Onu da bavulsuzların yanına gönderdiklerinde bavulun aslında bedeni olduğunu anlayacaktı. 

Bedeni diğer dünyada toprağa teslim edilmediği için ruhu bu dünyada o mavi perdenin arkasına geçmiyordu. Geri gitmesi için dondurma merkezindekilerin onu uyandırması gerekiyordu. Araftaydı. Öğrendiği bilgiler artık algılarının çok üzerindeydi. Tam o sırada görevliler geldi ve ona bavulunu almasını unutmamasını söyleyerek uçurumdan aşağıya ittiler. Falin bizim dünyamızda yeniden nefes alıyordu. Merkezdekiler beyninde kısa sürelik bir aktiflik olduğundan bahsettiler ama Falin yaşadıkları anlatmak istemedi. Hemen merkezle ilişkisini kesti ve evine döndü. Eski eşi ile evlerinde ölümü bekledi. Orada gördüklerini daha sonra merkeze bir mektupla açıklamıştı. Ama bu defa giderken yanında bavulunu da almıştı. 

Hoşçakal Falin...


Okuken bazen gözyaşlarımı tutamadığım benzersiz duyguları hissettiren çok tatlı bir eserdi. Serkan Hocaya tekrar teşekkür ediyorum. Günlük hayatta bazı şeyleri çok çabuk kanıksıyoruz. Bazen sorgulamadan bazen de her cevaba inanarak. Aklımızı kurcalayan soruları tekrar tekrar hatırlatarak cevap bulmamız gerektiğini hissettiriyor. 

Gerçekte toprağa değil de görünür bir yere koysaydık o kadar rahat gidebilir miydik sevdiklerimizin yanından? 


25 Şubat 2025 Salı

HİS "DURUMAVİİ"

 


HİS

His... Üç harflik çok anlamlı... His... Hayatımızda bir çok kararımızın en büyük etkeni... His... Hissetmek. Durup düşününce etkilenmeye bir o kadar da açık olduğumuz zayıf noktamız. 

Lise ikide okudum ilk kez bu kitabı ve ilk kez bir kitabı iki kez okudum. Belki o zamanlar yaşadığım duyguları hissetmeyi özlediğim için belki de Hare gibi sevilmeyi arzuladığım için belki de Ateş' in Hare' nin üzerine titrediği o anı tekrar hissetmek istediğim için. Nedeni aslında pek de net değildi ama bana bu kitabı tekrar okuttu o his o arayış. 

Hare henüz küçük bir kız gerçi o gece duydukları bir anda büyütmüştü onu ama o hala küçük bir kız. Babası annesini aldatıyordu. Bu değildi onu büyüten. Annesi bunu biliyordu ama kocasının gitmesini istemiyordu. Hare' ye kocasını yaptığı bu şeye göz yumacak kadar çok sevdiğini anlatıyordu ama Hare bunu duymak istemiyordu. Annesi onun gözünde harika kadındı ve annesinin böyle bir şey yapması onu çok etkilemişti. O kadar çok ki o gece bir anda beliren kızın dediklerini mantık süzgecinden geçirmeyecek geçiremeyecek kadar etkilenmiş ve yıkılmıştı. Alya. O gece odasına gelip ona üç günlük görünürlüğü karşısında dinlenmeyi teklif eden kişi Alya'ydı. Kabul etti, bu evden gitmek biraz dinlenmek için kabul etti. Böyle olacağını bilseydi yine kabul eder miydi? Alev alev yanacağını bilse acı içinde döktüğü gözyaşlarının kendi için olmayacağını bilse yine kabul eder miydi? Ateş Karan'ın onun için yapacaklarını bilse kabul eder miydi? Nerden gelmişti Alya? Nereye gidecekti Hare? Buz gibi zemindeki bedeni donmak üzereyken gözlerini açtığında hiçbir şey sormadığını fark etmişti ama artık çok geçti. Tanımadığı bilmediği karanlık bir yerdeydi. Karanlık demek anlatamazdı burayı. Yapraksız ağaçlar siyah gökyüzü çamur gibi zemin....

Yaşadığı bir sürü acı onu bu soğuk şehre alıştıramamıştı.


Ateş, Hare' ye aşık oldu. Onun için ruhunu şeytana sattı. Bu kadar sevilebilmek mümkün müydü? Kendisinden önce seni düşünebilmesi insanın... Bu mümkün müydü? Ateş sevdi.. Hare sevildi. 



Drakula 'BRAM STOKER'

Drakula: Karanlığın İçinden Gelen Bir Aşk ve Dehşet Hikayesi “Kan sadece yaşam değildir… Ruhun kendisidir.” 📖 – Bram Stoker, Drakula 🎩 ...